Beren 3 yasında

16:09 Unknown 2 Comments


Senelerin çabuk geçmesine mi yanayım, kızımın en tatlı zamanlarının bitmesine mi bilemedim. Gözümün önünde gün gün büyümesi çok keyifli, bi o kadar da hüzünlü. Bebekliğinden bişey anlayamadım gibi geliyor çoğu zaman. Ne zaman doğmuş, ne zaman yürümüş, konuşmuş su gibi akıp geçti. 3 yaşımıza da girdik. 4 den gün alıyormuş kendileri, ben bu yaş konusunda hep tartışıyorum birileriyle. Arkadaş doldurduğu yaşı mı söylersin, girdiğini mi? Neyse 2011 doğumlu Beren, ben öyle diyeyim, siz hesaplayın:)

Bu yıl daha bi hevesliydim doğumgünü konusunda. Çünkü ilk defa Beren onun için herkesin orda olduğunu anladı, mutlu oldu. "Anne benim doomgünüm" diye dolanması bunun iyi bir örneğiydi:) 

Hazırlıklar konusuna gelirsek uçan balonlar, süsler ve tütüyü kendim yaptım. Banner ve diğer kağıt süsleri özelgünpartileri.com adresinde bulunan bi kalıbı modifiye ederek, ozalitçiden çıktısını aldım. Sitede çok başarılı temalar var. Benim aklımda pastel renkler vardı bu yıl, onun için böyle de bir pasta çizdim ve Cevizlidere Larende pastanesinde yaptırdım. Çok taze ve aklınızdaki pastayı yapıyorlar. Geçen sene ki pasta da onlara aitti, buradan bakabilirsiniz. 

Renklerin olumlu enerjisiyle sanırım, harika bir doğumgünü geçirdik. O heyecanla Beren'in doğrudürüst fotoğrafını çekmemişim ona yanıyorum sadece. 






2 yorum:

Tutorıal-Kumas sepet dıkımı

13:48 Unknown 6 Comments


Eve doldurduğum çizgili kumaşlarımı teker teker bişeylere dönüştürmeye çalışıyorum. Elbise, kılıflara süs, mini ceketten sonra birde son zamanlar ki aşkım fuşya ile sepet diktim. İçi elyaflı, çok kullanışlı, banyolar için ıvır zıvır koymalık şık bir sepet oldu. Ben etiketlerimi koymak için kullanıyorum.

Öncelikle çizgili kumaşın ters yüzüne elyafı koyarak yüzü yüzüne gelecek şekilde dikiyoruz.


Köşelerden 15 cm ölçerek, kesiyoruz.




Aynı işlemi iç astarı için yapıyoruz.


Yüzü yüzüne gelecek şekilde dikiyoruz.




Özenerek yavaş yavaş düzenlediğim dikiş odamı bırakıp bazen de burda takılıyorum işte:)





6 yorum:

Tealight

11:59 Unknown 0 Comments



Tuzluk olarak kullandığım paşabahçe kavonozunun kapağı kırılınca, şeklinden dolayı atmaya kıyamadım. Mademe coco da gördüğüm tealightlar geldi aklıma. Biraz boya ve tellerle iki sevimli tealight'ım olmuş oldu.



Kağıttan kalp formunu kesip çıkarıyoruz(kalıp olarak kullanacağımız kısım). Kağıt bant ile kavonaza yapıştırıyoruz. Kalp bölümünü istediğimiz renk boya ile boyuyoruz. Kavonozun ağız kısmını ve tutacağını tel yapıyoruz. İşte bu kadar! 





0 yorum:

İğnedanlık

00:45 Unknown 2 Comments


O ortadaki düğme nasıl olurdu da içe göçmüş bi şekilde dikilir? Bu saçma sorunun cevabını bulana kadar kendime bi iğnedanlık dikmedim. Bi araştır, bi bak bakalım dimi nasıl oluyor, yok kafaya koymayınca bende işler yürümüyor. 

Aklıma bişey takılmayagörsün(umarım böyle yazılıyordur:)) nasıl yapılıyor, neyle yapılıyor gibi türlü araştırmasını yaparım da bunda bana bi kal geldi günümüz tabiriyle. Hakaten o düğmenin orda nasıl durduğunu çözmek istemedim:)

Aslında oldum olası herşeyin nasıl yapıldığını kendim çözmeye çalışırım. Hani bilmedikleri bir yere giderlerde birine bişey sormaktansa sokak sokak gezmeyi tercih edenler varya işte o benim:) Üniversiteye kayıt olmaya geldik babamla, Gazi Üniversitesini arıyoruz. Aradığımız yerde Beşevler metrosu, çıkışındayız. Bilenler için şöyle anlatayım; uygulama otelinin önünden çıkarsın direk gidersen Gazi, ışıklardan karşıya geçersen Ankara Üniversitesidir ya, hıh biz inatla sormadığımız için ışıklardan karşıya geçtik öyle yürüyoruz. Metroyla geldiğimiz yolu, yürüyerek geri gidiyoruz yani. Ama fikir yürütüyoruz tabi, Gazi sırt çantalı çocukları takip ederek:)) bi sor dimi, yok illa kendimiz bulacağız. Evet babama çekmişim:))) 

Yani demem o ki ben illa bişeyin nasıl yapıldığını kendim bulucam. Bugün çok şükür beynimde beliren çözümle iğnedanlığıma kavuşmuş oldum. Kişiye özel olsun diye de harflerimi işledim.

Ama en iyi öğrenme, benimkisi dimi?




2 yorum: